21 Şubat 2017 Salı

Mutluluk

"Mutluluğu içimizde bulmak zordur, başka bir yerde bulmak ise imkansızdır." der Schopenhauer..

Siz nerede arıyorsunuz mutluluğu?
Yalnızlığınızda,  evliliğinizde, işinizde..
Hedef noktalar değişse de hep kendimizden başka bir şeylerde,  bir yerlerde değil mi..

Dış bir güç sanki gelip avucumuza koyacak mutluluk paketini.. Bir adam çıkacak mesela karşımıza ya da bir kadın.. "Ben geldim."  diyecek..
"Artık mutsuzluğu unut.. Artık ben varım" diyecek..

Zihniniz garipseyecek önce, algılamakta zorlanacaksınız..
Sonra bir bakmışsınız kalbiniz titriyor.Sonra bir daha bakacaksınız göz bebekleriniz gülüyor : Hayat yaşanılası,  yer - gök sevilesi, herkes sarılılası..

Gel zaman, git zaman..
Sonra bir bakacaksınız mutlu değilsiniz.. Canınız yanıyor yanıyor,  içinizde derin bir acı.. :Hayat anlamsız, yer - gök batası,  herkes kaçılası..

Hani gelmişti mutluluk, avuçlardaydı..
Bize sormadan gelmiş, bize sormadan gitmişti işte..

Şimdi ne mi yapmalı?
Yeni bir mutluluk şelalesi bulmalı..
Belki susmalı,  belki çok konuşmalı..
Çok çalışmalı belki düşünmemecesine..
Uyumalı belki rüyaları bitirmemecesine..

Demek ki bir adamın avuçlarındaki özenli hediye paketiyle sunulmamalıydı mutluluk..
Aramalı mıydı?
Bir yerlerdeydi belki de,  uzak bir şehirde mesela..
Rengarenk çiçeklerle dolu o bahçede, huzur bezeli o evde..

Bir alanda gizli bir nesne gibi olmadı mı böyle de söyleyince?
O evi huzur bezeyen ruhun  değil miydi, belki de aklın..
Bahçedeki çiçekler sadece kendi varlıklarıyla mutlu edebilecekler miydi seni?
O şehir yetecek miydi sana..

Galiba Schopenhauer haklıydı..
Mutluluk bendeydi..
Belli ki içimde aramalıydım onu.
Her aradığımda bulabildiğim bir şey değildi ama yazık ki..
Hatta hep arayıp, hiç bulamadığım bir şeydi belki de..
Belki de birilerinin,  bir şeylerin yapamadığımı yapıp,  gelip içimde bulduğu birşeydi yahut buldurduğu..